CHP İl Başkanı Ünal Ateş ve CHP Kahramanmaraş GK Konser Manipülasyonuna Yönelik Yazılı Açıklama Yaptılar

CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Ünal Ateş Yaptığı Açıklama da;

Değerli basın mensupları çok kıymetli hemşehrilerim;

Maalesef şehrimizde yapması gereken işi yapmayanlar, şehrimizi kamuoyunda ipe  sapa gelmez söylemler ile ülke gündemine taşımaktadırlar. Bir gün sanatçıların kıyafeti bahane edilerek sanatçıların konserleri iptal ediliyor, bir başka gün toplumsal muhalefet içeren şarkı sözleri bahane edilerek şehrin üniversitesi'ne saldırılıyor, birileri çıkıp şehre gelen turistler ile ilgili ipe sapa gelmez açıklamalar yapıyor, bunları yapanlar şunu bilmiyor;

siz bu şehre iyilik değil gerçekten çok büyük kötülük ediyorsunuz, biz artık ülke gündeminde olumsuzluklar ile anılmak istemiyoruz. Biz güzel şehrimizin ülke gündeminde değerleriyle markalarıyla insanları cezbedecek turistik yönleriyle anılmasını istiyoruz.

Bu anlamda son günlerde gündemde olan konser ile ilgili gençlik kollarımızın açıklamasını tüm halkımızla paylaşıyoruz, açıklmasının yanında iyi dilek ve temennilerine yer verdi.

CHP KAHRAMANMARAŞ GENÇLİK KOLLARINDAN YAPILAN YAZILI AÇIKLAMADA;

Kamuoyuna Duyurulur
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Yunus Emre Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kaan Tangöze konseri sonrasında, Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen tarafından yayımlanan açıklama; içerdiği hedef gösterici üslup ve mesnetsiz ithamlarla Rektör ve yönetimini haksız bir şekilde zan altında bırakmıştır. Söz konusu etkinlik üniversite yönetimi tarafından organize edilmemiş, salon ticari usullerle bağımsız bir organizasyon firmasına kiralanmıştır. Konser içeriğinin üniversitenin resmi politikasıyla bir ilgisi bulunmamasına rağmen, bu ticari işlem üzerinden yönetimi "provokasyon ortağı" ilan etmek; hakkaniyetten uzak, siyasi saiklerle yapılmış ucuz bir yıpratma çabasıdır. KSÜ yönetimi, bu tür baskı ve manipülasyonlara boyun eğmeyecek köklü bir duruşa sahiptir.
Sanata ve İfade Özgürlüğüne Yönelik Saldırılar Kabul Edilemez!
Bahsi geçen sendikaların, sanatçının doğa talanına ve betonlaşmaya karşı yükselttiği vicdani itirazı "ahlaksızlık" ve "toplumsal huzuru bozmak" olarak nitelemesi, ifade özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Demokratik bir toplumda meşru bir eleştiri olan bu durumu "kışkırtıcılık" olarak yaftalamak; sanatı ve çok sesliliği içselleştirememiş, ötekileştirici bir zihniyetin ürünüdür. Üniversiteler; farklı görüşlerin, sanatın ve bilimin özgürce var olduğu özerk kurumlardır; yasaklamaların değil, hoşgörünün merkezidir.
Sendikanın Görevi Sanatçıyı Hedef Göstermek Değil, Eğitim Emekçisinin Hakkını Savunmaktır!
Eğitim emekçileri açlık sınırının altında maaşlarla geçinmeye çalışırken, okullar hijyen ve güvenlik sorunlarıyla boğuşurken, MESEM projesi adı altında yüz binlerce çocuğumuz 'eğitim' maskesiyle sermayeye ucuz işgücü olarak kurban edilirken; bir eğitim sendikasının görevi suni gündemler yaratarak sanatçıları hedef göstermek değildir. Henüz oyun çağındaki çocuklarımız atölyelerde pres makinelerine sıkışarak, inşaatlardan düşerek can verirken; devlet eliyle yasallaşan bu çocuk işçiliği düzenine ve denetimsizliğe tek bir söz söyleyemeyenler, meslek onurunu ve eğitimdeki derin sorunları gündemde tutmak yerine, siyasi ikbal peşinde koşarak kurumları hedef almaktadır. Eğitimdeki yangını görmezden gelip öğrencilerin can güvenliğini hiçe sayan bu vizyonsuz ve vicdansız anlayışı esefle kınıyoruz. Sendika yönetimini, kamuoyunu yanıltan bu açıklamalarını geri çekmeye; asli görevleri olan eğitim çalışanlarının haklarını ve sanayi köşelerinde sömürülen, hayatını kaybeden o çocukların çalınan geleceklerini savunmaya davet ediyoruz.
Bizler;
Cumhuriyetin kurucu değerlerine,
Hukukun üstünlüğüne,
Düşünce ve ifade özgürlüğüne,
Üniversite özerkliğine sahip çıkan gençler olarak; sanatı, sanatçıyı, üniversitemizi ve rektörlüğümüzü karanlık bir dille hedef alan bu yaklaşıma karşı durmaya devam edeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur, ifaselerine yer verildi.